Deniz Bolat
Deniz Bolat

Üst İdrar Yolu Kanserlerinin Tanı Yöntemleri Nelerdir?

  • Anasayfa
  • Üst İdrar Yolu Kanserlerinin Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Üst İdrar Yolu Kanserlerinin Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Üst idrar yolu kanserlerinin doğru teşhis edilmesi, tedavi başarısını doğrudan etkileyen önemli bir aşamadır. Tanı, genellikle birkaç aşamalı bir süreçtir ve hastanın şikayetleri, fiziksel muayenesi, laboratuvar testleri, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi sonuçları bir arada değerlendirilerek yapılır. İşte Üst idrar yolu kanserlerinin tanısında kullanılan yöntemler:

A. Klinik Değerlendirme

İlk adım olarak, hastanın şikayetleri, tıbbi geçmişi ve risk faktörleri detaylı bir şekilde sorgulanır. Sigara içme öyküsü, meslekle ilgili kimyasal maddeye maruz kalma, ailede kanser öyküsü ve böbrek hastalıkları gibi faktörler göz önünde bulundurulur.

  • Fiziksel Muayene: Hastanın karın, bel ve sırt bölgesinde ağrı, şişlik veya hassasiyet olup olmadığı incelenir. Ayrıca hastanın genel sağlık durumu, böbrek fonksiyonları ve idrar yapma alışkanlıkları değerlendirilir.

B. İdrar Testleri

İdrar testleri, kanserin erken aşamalarında dahi önemli ipuçları verebilir.

  • İdrarda Kan (Hematüri): Üst idrar yolu kanserlerinin en yaygın belirtisi, idrarda kan bulunmasıdır. Hematüri, her zaman kanserin varlığını göstermez, ancak bir uyarı işareti olabilir. İdrarda kanama, mikroskopik (gözle görülmeyen) veya makroskopik (gözle görülebilen) olabilir. İdrarda kan varlığı, mutlaka ileri testler yapılmasını gerektirir.
  • İdrar Sitolojisi: İdrar örneği alınarak mikroskop altında incelenir. Kanser hücrelerinin varlığı, idrar sitolojisiyle tespit edilebilir. İdrar sitolojisi, özellikle mesane kanseri gibi hastalıkların tanısında kullanılsa da, bazı üst idrar yolu kanserlerinde de yardımcı olabilir.

C. Görüntüleme Yöntemleri

Görüntüleme yöntemleri, kanserin yerini, boyutunu ve çevre dokulara yayılıp yayılmadığını tespit etmede çok önemlidir.

  • Ultrasonografi (USG): Ultrason, böbreklerin yapısını, büyüklüğünü ve şekillerini değerlendirmek için ilk başvurulan yöntemlerden biridir. Kanserin varlığını doğrudan tespit etmek zor olabilir, ancak tümörler genellikle belirgin lezyonlar oluşturur. Ultrason, böbreklerdeki kitlesel lezyonları tespit etmekte faydalıdır.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): BT, özellikle kanserin çevre dokulara, lenf bezlerine veya uzak organlara yayılmasını değerlendirmede kritik rol oynar. Kanserin boyutunu, yerini ve yayılma derecesini belirlemek için en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemidir. BT, kontrastlı madde kullanılarak yapılabilir, böylece tümörlerin sınırları ve yayılımı daha iyi görülebilir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): MR, özellikle üreterin veya böbrek kanserlerinin daha ayrıntılı görüntülenmesi için faydalıdır. BT’ye göre daha yumuşak dokuları net bir şekilde gösterme yeteneğine sahiptir. Ayrıca, üreterin daraltılmasına veya tıkanmasına neden olan kanserler için ayrıntılı bilgi verir.
  • Sistoskopi ve Üreteroskopi: Sistoskopi, mesanenin iç kısmını değerlendirmek için kullanılır, ancak üreteroskopi, üreterin doğrudan incelenmesi için tercih edilir. Üreteroskopi sırasında, tümörlerin tespiti yapılabilir ve gerektiğinde biyopsi alınabilir. Bu yöntem, kanserin yerini ve yayılımını doğrulamak için kullanılır.

D. Biyopsi

Biyopsi, kanserin kesin tanısını koymak için en önemli adımdır. Kanser şüphesi taşıyan dokulardan örnek alınır ve laboratuvar ortamında mikroskopla incelenir.

  • Transüreteral Biyopsi: Üreteroskopi ile yapılan bu biyopsi sırasında, idrar yolundan tümörlü bölgeden doku örneği alınır. Biyopsi, kanserin histolojik tipi ve evresi hakkında bilgi verir.
  • Perkütan Biyopsi: Bu yöntem, ultrason veya BT rehberliğinde, cilt üzerinden yapılan biyopsidir. Özellikle böbrek kanserlerinde kullanılır.

Biyopsi, kanserin türünü, hücresel yapısını ve hangi tedaviye daha iyi yanıt vereceğini belirlemek için çok önemlidir.

 

Cart(0 items)

No products in the cart.